Yerin dibinden çıkardılar seni
Dolmuştu ciğerlerin dumanla
Yatırdılar üzerine sedyenin
Sımsıkı kapatmıştın yumruğunu
Avucunda küçük, kırışık bir kağıt
O tatlı uykuya dalmadan önce
El yazınla karaladın dört kelime
“Hakkını helal et oğlum”
*
Hakkını helal et oğlum
Son vuruşları bu, kalbimin
Ve son bakışları bu, temiz kalan gözlerimin
Veda ediyorum oğlum sana
Sımsıkı sarıl o nur yüzlü anana
Heder oldu çocukluğun gençliğin
“Güzel günler göreceğiz” demiş Nazım
Güzel günler göremedin yavrucağım
*
Unutmadım oğlum
Unutmadım o kırmızı bisikleti
Evimizin karşısında dururdu
Sen pencerenden bakardın
Güneş gibi parıldayan jantlara
Mavi mavi ışıldayan pedala
Büyülenir dalardın
Ellerini yumruk yapar
Sımsıkı tutardın gidondan
Hayalinde gezerdin dünyayı
Gözyaşlarımla bakardım ardından
*
Hayatındaki tek oyuncak
Şu fenerdi, alnımın ortasındaki
Açar kapar, açar kapardın
Ben sönerdim, sen yanardın
Erhan BAYRAKTUTAN 27.05.2014